Yargıtay 3. Dairesi’nin 8 Kasım’da, tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay için hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkındaki suç duyurusunda bulunma kararı alması sonrası hükümet “Yeni Anayasa” söylemini yeniden gündeme getirdi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Kasım’da Atatürk’ü anma programında yaptığı konuşmada, “Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak, tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da Anayasa’daki çelişkili ve belirsiz maddeler olduğunu savunarak, yeni bir Anayasa yapılmazsa AYM ve Yargıtay arasındabaşka krizlerin de çıkabileceğini söyledi.
TBMM’de Cumhur İttifakı ortaklarının toplam 324 milletvekili bulunuyor.
Fakat 600 üyeli Meclis’te, referandumsuz Anayasa değişikliği için en az 400, Anayasa değişikliğinin referanduma götürülebilmesi için ise en az 360 oy gerekiyor.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı seçilmesinin ardından yapılan ilk Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Anayasa’yı tanımayan, uygulamayan, açık hükümlerini yok sayan bir anlayışla Anayasa değişikliğini konuşmayız ve tartışmayız” dedi.
Bu durumda gözlerin çevrildiği ilk parti ise 43 milletvekili olan İYİ Parti.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Pazar günü yaptığı açıklamada “Bu bir devlet krizi. Var olan Anayasa’yı askıya alırsanız, hükümlerini yok kabul ederseniz; o zaman ülkede hukuk kalmaz. Anayasa çiğnenmiş olur” dedi.
İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Kürşad Zorlu da bugün yaptığı açıklamada, “İYİ Parti, Anayasa’yı korumak görev ve yetkisini milletimizden almıştır, gereğini yapacaktır” diye konuştu.
BBC Türkçe’ye konuşan İYİ Parti kurmayları yargı krizinin mevcut Anayasa’dan kaynaklı olmadığını söyledi, AYM’nin yetkilerinin azaltılması için Anayasa’da değişiklik yapılmasına karşı çıktı.
‘AK Parti bir an önce hukuktan elini çekmelidir’
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve partinin Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Ahmet Zeki Üçok, “Sayın Erdoğan kendi tek adam iktidarını güçlendirmeye yönelik yeni bir anayasa istiyor. İYİ Parti olarak biz bunda yokuz, bunun hiçbir yerinde bulunmayız” dedi.
Üçok, “Bunu bir gündem değiştirme çabası, bu hukuk darbesini halkın gözünde ortadan kaldırma çabası olarak görüyorum. Bunlara sebep olan AK Parti bir an önce hukuktan elini çekmelidir” diye konuştu.
‘Yapılması gereken Anayasa’yı değiştirmek değil, AYM kararına uymaktır’
İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Oktay Vural da, krizin sebebinin mevcut Anayasa olmadığını vurgulayarak, “Anayasa değişikliği şu anda Türkiye’nin bir meselesi değildir” dedi.
“Yapılması gereken Anayasa’yı değiştirmek değil, AYM kararına uyulmasıdır” diyen Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasa zaten bu krizlerin çıkmasına engeldir. Anayasa Mahkemesi kararları kesindir, herkesi bağlar.
“Eğer bir uyuşmazlık olursa AYM’nin kararı esas alınır diye Anayasa’da hüküm var. Dolayısıyla böyle bir konunun bir Anayasa değişikliği gerektirdiği kanaatinde değiliz.
“Bir Anayasa değişikliğinin şu anda Türkiye’nin gündeminde yer alması gerektiğini düşünmüyoruz. Bizim böyle bir gündemimiz yok.”
Vural ayrıca iki Yüksek Mahkeme olarak Yargıtay ve AYM’yi karşı karşıya konumlandıran siyasi açıklamaların “son derece tehlikeli” olduğunu vurguladı:
“Bu paralel yapılanmanın, kurumsal çatışmanın maliyetini Türkiye ödedi. Dolayısıyla böyle bir karşıtlık ekseninde, üstelik bunları ideolojik ve siyasi olarak konumlandırmayı son derece yanlış görüyoruz.”
“Üstünlük Anayasa’dadır ve Anayasa’da böyle bir çatışmayı gerektirecek hiçbir husus yok. Bu bizatihi, kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisi kullanmaktır. Anayasamıza göre hiçbir organ, kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.”
Vural, AYM’nin Anayasa’nın kendisine verdiği yetkiyle bir karar verdiğini ve tüm kurumların bu karara uyması gerektiğini de ekledi.
‘Hukuken gereksiz bir konu’
Anayasa’nın 153. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz” deniyor.
Aynı maddede, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar” ifadesi de yer alıyor.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Zeki Üçok, Yargıtay’ın, bu maddeye karşı gelen Anayasa’yı tanımamasına tepki gösterdi:
“Sayın Adalet Bakanı’nın konuşmasından anladık ki bu krizin sebebi, yeni bir Anayasa’ya esas oluşturma gayretidir. Hukuken gereksiz bir konuyu gündeme getirerek, bu ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik krizi ve Gazze’deki etkisizliği unutturma çabasıdır.”
Üçok ayrıca Tunç’un “darbe anayasası” eleştirisine karşı olarak, mevcut Anayasa’nın bizzat AKP hükümeti tarafından 184 kez değiştirildiğini hatırlattı:
“Bu aslında AK Parti hükümeti anayasasıdır. Darbeyi çağrıştıran bir kısmı varsa da bu AK Parti’nin yarattığı maddelerden kaynaklıdır.”
AYM’nin yapısı yasayla değiştirilebilir mi?
2010 yılında düzenlenen bir kanunla Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru alabilmesinin önü açıldı.
Bununla kişilerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmadan önce AYM’e başvurması ve AİHM’in yükü hafifletmek hedeflenmişti.
Adalet Bakanı Tunç bugün Milliyet gazetesine yaptığı açıklamada, tıpkı 2010’da olduğu gibi yine AYM’nin yapısında ve yargılama usullerinde değişiklik yapılabileceğini söyledi.
Tunç, “Anayasa Mahkemesi’nin yargılama usulleri ile ilgili kanunda değişiklik yapılabilir” dedi.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Zeki Üçok ise “Anayasa’da değişiklik yapılmadan AYM’nin esas görev ve yetkilerini değiştirebilmek mümkün değil” diyor:
“Anayasa’da herhangi bir değişiklik yapılmadan, AYM kararlarının herkesi bağlayıcılığını değiştiremezsiniz. AYM’nin esas görev ve yetkilerinin tanımı anayasamızda yapılmıştır. O yüzden bunun kanunla değiştirilmeye çalışılması yeni bir hukuksuzluk olur.
“Yeni bir kanunla AYM’nin bireysel başvuru alma yetkisini değiştirmek isteyebilirler. Örneğin, ‘AYM bireysel başvurularda ihlal kararı verdiğinde, sadece tazminat cezasına hükmedebilir’ diyebilirler kanunla”.
“Fakat diyelim ki tahliye kararı verme yetkisini kaldırdınız, o insan yine AİHM’e gidecek, sadece vatandaşlar için yeni bir mağduriyet yaratılmış olacak. Çünkü artık AİHM’de 5-6 yıldan önce davalar görülemiyor.”